Doğru Gözlüğün Dört Unsuru
İlk bakışta denediğiniz bütün gözlükler size uygun gibi gelecektir. Ancak bu yanıltıcıdır. Çerçevelerin ve camların çeşidinin çok oluşu sizi daha da kararsız yapacaktır. Bu aşamada; doğru sorularla sizi kendi gözlüğünüze yönlendirecek bir uzmanına ihtiyacınız vardır. Bu ihtiyacınızı ancak bire bir görüşmeyle giderebilirsiniz. Bu öneriler, gözlük uzmanıyla görüşmeniz öncesinde sizi yeterince bilgi sahibi yapmaya yöneliktir.
- Rahatlık : Burada amaç, gözlüğün bütün fonksiyonlarından yararlanırken onu yüzünüzde yokmuş gibi ya da minimal hissetmektir. Bu söylediğimizi birçok kez gözlük alanlar gözlüklerini bir öncekilerle kıyaslayarak değerlendirebilirler. En temel test ise gözlüğü yüzümüzde bir protez, bir yabancı unsur gibi hissetmemektir. Gözlüğümüz yüzümüzde temas ettiği yerlere uyumlu olmalıdır. Burnumuza ve kulaklarımıza uygun eğimlerle oturmalı, metal kısımlar tenimizle temas etmemeli, yanaklarımıza ve şakaklarımıza baskı yapmamalıdır.
- Estetik : Hepimiz az ya da çok aynaya bakarız. Bir gözümüz aynadadır. Kendimize ve görüntümüze çeki düzen veririz. İyi görünmek, görüntümüzle doğru mesajı vermek isteriz. Öyleyse kuralı birlikte koyalım: Gözlüğümüzle de kendimizi beğenmeliyiz. Gözlüğümüz görüntümüzü bozmadığı gibi tamamlamalıdır ve hatta görünüşümüze olumlu katkısı olmalıdır.
- Teknik : En basit tanımıyla gözlük, gözlerimizin önündeki bir çift mercektir. Bu merceklerin işlevi gözümüzdeki kırılma kusurunu düzelterek doğru görmemizi sağlamaktır. Bunun tam olması için de kırılmanın göz bebeğimizin karşısında olması, astigmat açısı, çerçevenin şekli gibi uzmanların bileceği birçok teknik doğrular gerekmektedir. Aksi durumlarda görmemiz tam düzelmeyecektir.
- Ekonomi : Gözlük almanın ve kullanmanın maddi bir boyutu elbette vardır. Çoğu kullanıcı ilk fiyat araştırmasının sonucunda gözlüğün “pahalı” olduğuna hükmeder. Bu kanı genellikle yanlıştır. Gözlüğün fiyatı; üretildiği ülke, üretildiği yıl (yani modasını geçip geçmediği), imalatında kullanılan malzeme, kullanılan çerçevenin markası , imitasyon (taklit) olup olmadığı , kullanan resmi reçeteyle gelmişse reçete bedeli gibi unsurlara göre değişir. Gerçek fiyatı araştırma yapan tüketiciler ve uzmanlar bilebilir. Şunu da unutmamak gerekir: En ucuz gözlük bile doğru muayene, doğru çerçeve ve cam seçimini içermelidir. En yüksek bedelle alınan gözlüğü bile her gün severek kullanıyorsak ucuz olduğunu söyleyebiliriz. Buna karşılık; çok düşük bir bedelle almanıza rağmen, gözlüğünüzü kullanamıyorsanız; harcamanız hedefine ulaşmamış demektir.
Şimdi de size değişik bir açıdan bakmanızı sağlayarak; gözlüğün düşündüğümüz kadar pahalı olmadığını örneklerle açıklamak istiyoruz:
İyi bir gözlüğü alıp 2 yıl sağlıklı biçimde kullanabilirsiniz. Aldığınız gözlük 2 yıl boyunca -uyku dışında- günün her saati gözünüzde kalacaktır. Şimdi şu soruyu sorabiliriz:Toplam süre olarak bu kadar uzun kullandığınız ve bu kadar hayati olan başka bir şey var mıdır? Hiç düşündünüz mü? İçtiğiniz çay ya da sigara, okuduğunuz gazete, gittiğiniz sinema için ayırdığınız 2 yıllık bütçe ne kadardır? Hiç hesapladınız mı? Üstelik gözlüğünüz sağlıklı değilse ne sinemadan zevk alırsınız, ne işinizden... Gazete okumak da sizi yorar.
Öyleyse karşılaştırmayı şimdi yapın: Gözlük mü daha pahalı yoksa gündelik diğer masraflarınız mı? Hangisinin daha önemli olduğu sorusunu zaten sormuyoruz. Ekonomide diğer unsur ise marka yerine, kaliteye ödeme yapmayı gözetmektir. Biz bu hesapları, gözlüğünüzü 2 yıl kullanacağınıza göre yaptık. İyi bir kullanıcı iseniz ve aldığınız gözlüğü 5 yıl kullanıyorsanız, gözlük sizin için çok daha ucuz demektir.
Cam ve Çerçevede Tercih Zorunlulukları
- Tercihimizi ilk olarak çalışma koşullarımız belirlemektedir.
- Gözlüğü kullanma amacımız bir başka tercih unsurudur: uzak / yakın / multifokal / güneş gözlüğü.
- Yüzümüzdeki estetik unsurlar, zorunluluklar, ameliyatlar.
- Günün modası.
- Cildinizin bazı metal çerçevelere karşı hassasiyeti.
- Tanınmış bir markanın, beğenilen bir modelin, bize kazandırdığı moral, prestij, mutluluk ve güven duygusu.